Maddenin Hallerini Kavrayalım
1 Ocak 2013 Salı
Doğru Yanlış Sorular
1. AŞAĞIDA VERİLEN İFADELERİN DOĞRU YA DA YANLIŞ OLDUĞUNU YAZINIZ?
1.
Günlük hayatta kullandığımız maddelerin bir çoğu
normal koşullarda sıvıdır. (…..)
2.
Vücudumuzun 3/4'ünü oluşturan su dur. (…..)
3.
Sıcaklık düşürüldükçe kinetik enerjileri azalan
gaz molekülleri sıvı hale geçer. (…..)
4.
Sıvı haldeki moleküller birbirine temas edecek
kadar yakın olduğundan aralarındaki çekim kuvvetleri gazlara göre daha
fazladır. (…..)
5.
Moleküllerin sıvı haldeki hareketleri (Titreşim
ve öteleme) gaz haldeki hareketlerine
(Brown) göre daha kısıtlıdır. (…..)
6.
Sıvıların hacimleri belirlidir. (…..)
7.
Sıvıların hacimleri dereceli kaplar sayesinde
hesaplanır. (…..)
8.
Sıvılar doldurdukları kabın bulunduğu bölümünün
şeklini alır. (…..)
9.
Sıvı molekülleri arasındaki çekim kuvveti gaz
moleküllerine göre fazla olduğundan, moleküller arası boşluklar gazlara göre
daha azdır. (…..)
10.
Gazlar sıkıştırılabilir akışkandır. (…..)
11.
Sıvılara basınç uygulandığında sıvı hacminde
ölçülebilir bir değişiklik meydana gelmez. (…..)
12.
Su ile kırmızı mürekkep karıştırıldığında başlangıçta
mürekkep damlaları ile su arasında kesin bir sınır olduğu; bir süre sonra ise
mürekkebin renginin suyun tamamını kapladığı görülür. (…..)
13.
iki sıvı
bir araya getirildiğinde biri diğerinin içinde zamanla yayılır. (…..)
14.
Gazlardaki yayılma ise çok daha çabuktur. (…..)
15.
Sıvılarda yayılmanın nedeni, moleküllerin
kinetik enerjiye ye sahip olmaları ve moleküller arası boşlukların büyük
olmasından dolayı bir yerden bir yere kolayca gidebilmeleridir. (…..)
16.
Sıvılarda moleküller arası boşluklar gazlara
göre daha az olduğundan sıvıdaki moleküller, komşu moleküller ile çarpışmadan
çok fazla yol alamaz. (…..)
17.
Sıvılarda, içteki moleküller her yönden eşit
ölçüde çekildiği için, moleküller arası bağlarla dengelenmiştir. (…..)
18.
Yüzeydeki moleküller ise moleküller arası bağlarla
dengelenmemiştir. (…..)
19.
Bu nedenle sıvılarda pek çok molekül sıvının
içine gitmeye çalışırken az sayıdaki molekül ise yüzeyde kalır. (…..)
20.
Bir sıvının yüzey alanını genişletmek için
moleküllerin sıvının içinden yüzeyine doğru hareket ettirilmesi gerekir ki bu
da bir iş yapılması demektir. (…..)
21.
Bir
sıvının yüzey alanını arttırmak için gereken enerji ya da işe yüzey gerilimi
denir. (…..)
22.
Sıcaklık, moleküller arası kuvvetleri azalttığı
için sıcaklığın artması yüzey gerilimini düşürür. (…..)
23.
Sl'da yüzey gerilimi birimi Jm-2 veya
N m-1 dir. (…..)
24.
Sıvılar yüzey gerilimi nedeniyle yüzey
alanlarını minumum düzeyde tutmak ister. (…..)
25.
Yüzey gerilim nedenle sıvı damlaları küre biçimindedir. Ancak yer çekimi
nedeniyle kürenin biçimi bir miktar bozulur. (…..)
26.
Farklı
sıvıların yüzey gerilimleri farklı olduğundan sıvı damlalarının boyutları da
farklıdır. (…..)
27.
Bir
sıvı damlası,
herhangi bir yüzey boyunca film şeridi halinde yayılırsa sıvının yüzeyi
ıslattığı söylenir. (…..)
28.
Sıvı molekülleri (benzer moleküller) arasındaki
çekim kuvvetlerine kohezyon kuvvetleri
denir. (…..)
29.
Sıvı molekülleri ile kap çeperleri (farklı
moleküller) arasındaki çekim kuvvetlerine de adhezyon kuvvetleri denir. (…..)
30.
Kohezyon kuvvetleri adhezyon kuvvetlerinden daha
büyükse, damla biçimini korur (Dış bükey). (…..)
31.
Eğer adhezyon kuvvetleri büyükse, damla film
şeridi şeklinde yayılır, yüzeyi ıslatır. (…..)
32.
Bazı sıvıların tüp içindeki sınır yüzeyi cıva da
olduğu gibi dış bükeydir. (…..)
33.
Dış bükey sıvılar camı ıslatmaz. (…..)
34.
Sıvı ve cam gibi maddeler arasındaki adhezyon
kuvvetleri büyükse sıvı molekülleri kılcal cam boruda yükselir. Bu olaya kapiler etki denir. (…..)
35.
Kapiler
etki sonucunda kağıt havlu ve sünger suyu emer. (…..)
36.
Kılcal cam boru ile sıvı molekülleri arasında
meydana gelen adhezyon kuvvetleri, kohezyon kuvvetlerinden küçük ise, kılcal
cam boruda sıvı seviyesinde alçalma meydana gelir (dış bükey). (…..)
37.
Yüzey
gerilimi sayesinde bazı böcekler su yüzeyinde rahatlıkla yürüyebilirler. (…..)
38.
İnsanın su yüzeyinde su kertenkelesinin (basilisk)
yürüdüğü gibi yürüyebilmesi için saniyede 30 metre koşması ve vücudunun kas
esnemesinin azami 15 katı bir esneme yapması gerekir. (…..)
39.
Bazı erimiş metaller dışında, birçok sıvının
yüzey gerilimi sıcaklık arttıkça azalır. (…..)
40.
Moleküller arası çekim kuvvetlerinin yok
sayılabileceği kritik sıcaklık civarında çok küçük bir değere ulaşır. (…..)
41.
Saf sıvıya bu sıvıda çözünmeyen başka bir sıvı
eklendiğinde sıvının yüzey gerilimi bir miktar düşer. Bunun nedeni diğer sıvı
molekülleri ile arasında gerçekleşecek zayıf etkileşimlerdir. (…..)
42.
Saf sıvıya (çözücü) içerisinde çözünen bir madde
eklendiğinde ise çözünen ve çözücünun yapısına bağlı olarak yüzey gerilimi
değişir. (…..)
43.
Çözücünün yüzey gerilimini düşüren maddelere yüzey aktif maddeler, değiştirmeyenlere
ise yüzey inaktif maddeler denir. (…..)
44.
Örneğin;
deterjan, asitler, alkoller, esterler yüzey aktif maddeler denir. (…..)
45.
Şeker, gliserin, organik asit tuzları
yüzey inaktif maddelerdir. (…..)
46.
Ayrıca sıvı üzerindeki gaz yoğunluğunun
arttırılması da yüzey gerilimini bir miktar azaltır. (…..)
47.
Sıvıların yüzey gerilimini önemli ölçüde düşüren
maddelerden birisi de yağ asitleridir. (…..)
48.
Yağ asitlerinin
yapılarında hem polar, hidrofil (suyu seven) grup hem de apolar,
hidrofob (suyu sevmeyen) grup bulundurur. (…..)
49.
Yüzey aktif bir madde sulu bir çözeltiye
konduğunda polar grubu maddenin sudaki çözünürlüğünü artırır. Apolar grubu ise
iç kısımlarda bulunmak istemediği için yüzey aktif madde suyun yüzeyinde
birikir. (…..)
50.
Yaklaşık olarak 2 mg yüzey aktif madde suyun 1m2
lik yüzey alanını kaplamak için yeterlidir. (…..)
51.
Temizlik maddesi olarak kullandığımız çeşitli
bulaşık ve çamaşır deterjanları, şampuanlar ve sabunlar yüzey aktif madde
içerir. (…..)
52.
Sıvıların akmaya karşı gösterdiği dirence viskozite denir. (…..)
53.
Bir
sıvının viskozitesi ne kadar büyükse o kadar yavaş akar. (…..)
54.
Viskozluğun tersine ise akıcılık denir. (…..)
55.
SI'de
viskozitenin birimi Paskal saniye (Pa s)'dır. (…..)
56.
Sıvıların akmaya karşı gösterdiği direnç,
molekülleri arasındaki bağların bir göstergesidir. (…..)
57.
Büyük
kütleli ve doğrusal bir molekül yapısına sahip sıvıların viskozluğu, küçük ve
küresel moleküllerden oluşan sıvının viskozluğundan çok daha yüksektir. (…..)
58.
Sıcaklık arttıkça moleküller arasındaki çekim
kuvvetleri azalacağından sıvının viskozluğu azalır, akıcılığı artar. (…..)
59.
Moleküller
arası kuvvetleri büyük olan sıvılar, moleküller arası kuvvetleri zayıf olan
sıvılara göre daha yüksek viskoziteye sahiptir. (…..)
60.
200C suyun viskozitesi 1,0
x10-3 Pa, gliserinin viskozitesi ise 1,42 Pa s'dir. (…..)
61.
Gliserinin molekül yapısını inceleyerek
viskozitesinin yüksek olmasının hidrojen bağı sayısı ile ilişkilidir. (…..)
62.
Ayrıca gliserin molekülleri doğrusal olduğu için
moleküllerin birbirinin yanından kayması güçleşir. (…..)
63.
Ayrıca gliserin örneğinden anlaşılacağı gibi
viskozite moleküller arası çekme kuvvetinden başka molekül biçimiyle de
ilgilidir. (…..)
64.
Su, hidrojen bağı oluşturabildiği için birçok
sıvıdan daha yüksek viskoziteye sahiptir. (…..)
65.
Farklı sıvıların molekül şekilleri ve bu
sıvıların molekülleri arasındaki çekim kuvvetlerinin farklı olması sıvıların
akış hızını etkiler. (…..)
66.
Sıvılar ısıtıldığında viskoziteleri azalır.
(…..)
67.
Viskozite, akmaya karşı gösterilen direnç
olduğundan sıcaklık arttıkça sıvının akıcılığı da artar. (…..)
68.
Özellikle gıda sanayinde sıcaklıkla viskozite
değişiminden yararlanılarak şişeleme, yayma gibi işlemler yapılır. (…..)
69.
Katılarda atom, iyon veya moleküller arasındaki
boşluklar genellikle çok az ve birbirine tamamen bağımlıdırlar. (…..)
70.
Katı maddelerde tanecikler sadece titreşim
hareketi yaparlar. (…..)
71.
Katı hali, maddenin en düzenli halidir. (…..)
72.
Katılarda tanecikler, bir arada kristal denilen
belirli geometrik yapıları meydana getirir.
73.
Katıların belli bir hacimleri vardır. (…..)
74.
Katıların kendine özgü bir şekli vardır. (…..)
75.
Katıların hacimleri içine atıldıkları sıvıların
hacimleri dikkate alınarak hesaplanır. (…..)
76.
Genellikle, sıvı tanecikler arasındaki
boşluklar, katılara göre daha azdır. (…..)
77.
Sıvılarda tanecikler arası etkileşim daha
zayıftır. (…..)
78.
Sıvı tanecikleri birbiri ile temas halindedir. (…..)
79.
Sıvı tanecikleri birbirleri üzerinden kayarak
yer değiştirebilirler. (…..)
80.
Sıvı tanecikleri titreşim ve öteleme hareketi
yaparlar. (…..)
81.
Sıvıların, belirli hacimleri vardır. (…..)
82.
Sıvıların hacimleri dereceli kaplarla
hesaplanır. (…..)
83.
Sıvıların belirli şekilleri yoktur. (…..)
84.
Sıvılar bulundukları kabın şeklini alır ve
akışkandır. (…..)
85.
Katı ve sıvı tanecikleri arasında boşluklar çok
azdır ve birbiriyle temas halinde olduklarından fazla sıkıştırılamazlar. (…..)
86.
Sıvılar, normal koşullarda gazlara göre daha
yoğundur. (…..)
87.
Maddenin sıvı ve katı hali ile gaz hali
arasındaki en önemli fark tanecikler arasındaki boşluktur. (…..)
88.
Gaz tanecikleri arasındaki boşluk katı ve
sıvılara göre daha fazladır. (…..)
89.
Gaz tanecikleri, titreşim, öteleme ve dönme
hareketi yaparlar ve sürekli gelişi güzel hareket halindedir. (…..)
90.
Gaz tanecikleri arasındaki etkileşimler yok
kabul edilir. (…..)
91.
Gaz tanecikleri maddenin en düzensiz halidir.
(…..)
92.
Gaz tanecikleri bulundukları kabın çeperlerine
ve birbirlerine çarparlar. (…..)
93.
Çarpışmalarda taneciklerin yönü ve hızı
değişebilir. (…..)
94.
Gazlar basınç uygulandığında sıkıştırılabilir. (…..)
95.
Gazlarların belirli hacimleri ve şekilleri
yoktur.
96.
Gaz tanecikleri bulundukları kaba yayılarak
kabın şeklini alır ve kabı tamamen doldururlar. (…..)
97.
Katı bir cismi oluşturan ve hareketleri çok az
olan taneciklerin enerjisi herhangi bir yöntemle (ısıtılarak, gerilim
uygulanarak vb.) arttırıldığında madde önce sıvıya sonra da gaza dönüştürülür. (…..)
98.
Eğer gaz halinden sonra da maddeye enerji
verilmeye devam edilirse gaz atomunun elektronu çekirdeğin çekiminden kurtulur.
Geriye iyon halinde gaz kalır. Bu olay defalarca tekrarlanabilir, sonucunda serbest elektron ve iyon bulutları
oluşabilir, bazı atomlar nötr kalmaya devam eder. Oluşan bu iyon, elektron ve
nötr atom karışımı (iyonize olmuş gaz) plazmadır.
(…..)
99.
Başka bir ifadeyle plazma, sürekli hareket halinde olan ve birbiriyle etkileşimde
bulunan yüklü parçacıklar topluluğudur. (…..)
100. Plazma
elektriği iyi iletmesine karşın nötral yapıdadır. (…..)
Hal Değiştirme
Hal Değişimi
|
Maddeler ısı etkisi ile hal değiştirebilirler. Su yeterince soğuduğunda donar, buz halini alır. Buz suyun katı halidir. Çeşmeden akan su, dereler, göller ve denizler suyun sıvı haline örnektir. Kaynamakta olan çaydanlıktan çıkan su buhar ise suyun gaz halidir. Dondurma ve çikolata sıcağın etkisi ile erimeye başlar. Erime ve Donma : Katı bir maddenin sıvı ısı alarak sıvı hale gelmesine erime denir. Sıvı bir maddenin ısı kaybederek katı hale gelmesine donma denir. Erime ve donma birbirinin tersidir. Katı haldeki çikolatayı ısı etkisi ile eritip kalıplara döktüğümüzde çikolata ısı kaybeder. Donar ve tekrar katı hale gelir. Buharlaşma ve Yoğuşma : Sıvı bir maddenin ısı etkisiyle gaz haline gelmesine buharlaşma denir. Çaydanlıkta kaynayan sudan çıkan buhar suyun gaz haline iyi bir örnektir. Gaz halindeki bir maddenin ısı kaybederek tekrar sıvı hale gelmesine ise yoğuşma denir. Çaydanlıktan çıkan su buharına soğuk tencere kapağını tuttuğumuzda su buharı tencere buharında ısı kaybeder ve su damlacıkları oluşur. Doğada Su Döngüsü Yeryüzündeki sular yerle gök arasında durmadan devam eden bir döngü içindedir. Bunun nedeni suyun halden hale geçmesidir. Güneşin etkisiyle buharlaşan sular gök yüzünde bulutları oluşturur. Bulutlar çok küçük su damlacıklarından oluşur. Soğuk bir hava tabakasına rastlayınca ısı kaybettikleri için bulutlardan yoğuşma çoğalır. Yoğuşmayla ağırlaşan su damlacıkları yer yüzüne doğru düşmeye başlar. Buna yağmur denir. Bazen soğuk hava tabakası buluttaki su damlacıklarını doldurur. Bu durum kar yağmasına neden olur. Dolu ise yağmur damlalarının daha soğuk bir hava tabakasına rastlayarak donması sonucu oluşur. Yeryüzüne yağışlarla tekrar dönen su yine Güneşin etkisiyle buharlaşarak gökyüzüne yükselir. Böylece yeryüzündeki su, dengesi sürekli olarak korunmuş olur. Yeryüzünün %71’nin sularla kaplı olduğunu bu suların yalnızca %3’nün içilebilir olduğunu BİLİYOR MUYDUNUZ? Yeryüzündeki içilebilir nitelikteki %3 oranındaki suyun %1’nin bulutlarda, %1’nin ise ulaşılamayacak yerlerde olduğunu, insanların ancak kalan %1’lik kısmında yararlanabildiğini BİLİYOR MUYDUNUZ? Kaynak:fenokulu.net |
Gaz Hal
Gaz
Bir gaz olan azotun sıvı halden gaz hale geçişi
Maddenin 4 halinden biridir.(katı,sıvı,gaz ve plazma) Bu haldeyken maddenin yoğunluğu çok az, akışkanlığı son derece fazladır. Gaz halindeki maddelerin belirli bir şekli ve hacmi yoktur.Katı bir madde ısıtıldığı zaman, katı halden sıvı, sıvı halden de gaz haline geçer. Bu duruma faz(safha) değişikliği denir. Sıvıyı meydana getiren tanecikler (atom veya moleküller) birbirlerini çeker. Sıvı ısıtıldığı zaman, tanecikler arasındaki çekim kuvveti yenilir ve tanecikler sıvı fazdan (ortamdan) ayrılarak gaz haline dönüşürler. Gazı meydana getiren tanecikler her yönde hareket edebilir ve bulundukları kabın hacmini alırlar. Gazlar birbiriyle her oranda karışabilir.Gazların birbiri ile oluşturdukları karışımlar homojendir. Hacimleri, dolayısıyla yoğunlukları basınç ve sıcaklığa tabidir. Genellikle gazın basınç veya sıcaklığının az miktarda değişmesi, gazın hacminde çok büyük değişiklikler meydana getirir. Bütün gazların genişleme ve sıkışma katsayıları aynıdır. Fakat sıvı ve katıların böyle bir özelliği yoktur. Bu yüzdendir ki, gazlar, katı ve sıvılardan daha kolay incelenir. Hareket halindeki gaz moleküllerinin (taneciklerinin), bulunduğu kabın cidarına (duvarına) çarpması sonucu meydana gelen etkiye, gazın basıncı denir. Bir silindir içindeki gaz, piston ile sıkıştırılırsa pistonun geri itildiği, ilk haline döndürülmek istendiği görülür ki, bu yukarıdaki olayın sonucudur. Pistonu ittirmek için yapılan iş, gazın basıncına karşı yapılan iştir. İzole halde yani çevreden yalıtılmış bir gaz, sıkıştırılınca ısınır. Sıkıştırılmış gaz genişletilirse soğur, yani yine bir iş yapar ve gaz moleküllerinin ortalama hızları düşer. Böylece basınç da azalmış olur.
Sıvı Hal
Sıvı
Sıvı, maddenin ana hallerinden biridir. Sıvılar, belli bir şekli olmayan maddelerdir, içine konuldukları kabın şeklini alırlar, akışkandırlar. Sıvımolekülleri, sıvı hacmi içinde serbest hareket ederler, fakat partiküllerin ortak çekim kabiliyeti, hacmin izin verdiği ölçüdedir.Sıvılar sıkıştırılamazlar.
Sıvılar iletkendir. Fakat iletkenlikleri içlerine konulan maddelerle değişebilir.katılara göre sıvılar arasında daha fazla,gazlara göre ise daha az boşluklu yapıya sahiptir.
Örnek: Saf su ve şekerli su yalıtkanken, tuzlu su iletkendir.
Katı Hal
Katı

Bir dış etkiye maruz kalmadıkça değişmez. Sıvılarınaksine katılar akışkan değildir. Fiziksel yollarla, diğer üç hal olan sıvı, gaz ve plazmayadönüştürülebilirler. Altın demir gibi madenler katı maddelere örnektir. Ayrıca katı maddeler atomlarının en yavaş hareket edebildiği haldir.
Maddenin dört temel hâlinden biri. Gaz ya da sıvı hâldeki madde katı hâle dönüşürken maddeyi oluşturan atomlar daha düzenli bir üç boyutlu yapıya geçer ve atomların enerjisi azalır. Katı durumdaki bir maddenin atomları arasındaki boşluk azalır. Bu nedenle aralarındaki çekim kuvveti de artar. Katı maddelerin biçim değiştirebilmesi için dışarıdan bir kuvvetin etki etmesi gerekir. Maddenin bu kuvvete göstereceği direniş, onun dayanıklılığını gösterir. Her maddeye göre değişen bu dayanıklılık belli katsayılarla gösterilir. Maddenin dayanıklılık özelliklerini mekanik bilimi inceler. Katıdan sıvıya, sıvıdan gaza dönüşürken ısı alır(Isınır), tam tersi gazdan sıvıya, sıvıdan katıya dönüşürken ısı verir(Soğur). Isıların donması ve sert bir görünüm almasına denir. Ayrıca içine havaalmayan katılar sıkışmazlar.
Madenin Halleri
Hal değişimi
Hal değişimi ya da , bir maddenin sıcaklığı değişmeden moleküller arası potansiyel enerjisinin ısı alarak ya da vererek değişmesi sonucu meydana gelir. Saf maddelerin hal değişimi sırasında, sıcaklığı değişmez.
Madde ,genel olarak 4 fazda bulunur.
Bunun dışında, madde farklı hallerde de bulunabilir. Bu farklı halleriyle birlikte madde evrende (alt dallanmalarıyla birlikte) 20 farklı halde bulunabilir. Ancak maddenin bu halleri dünyada ,doğal olarak bulunamaz. Deney ortamında denenebilir veya uzaydaki varlığı saptanabilir.
Maddenin bu dört genel hali arasındaki geçişler yandaki imgede görülebilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)